İki büyük efsane

Türk yağlı güreşinin iki büyük efsanesi. Dönemlerinin iki dev ismi. Bilgi, birikim, tecrübe... yağlı güreşin tüm oyunlarını büyük bir ustalıkla uygulayabilen, er meydanında rakiplerine uyguladıkları teknik ve taktikleri ile izleyiciye heyecan dolu seyir zevki yaşatan iki koca usta.

İsmin, lakabın ağırlığına bakar mısınız? Yağlı güreşin özüne maneviyatına uygun. Hangi cazgırlara nasip olmuş kim bilir bu ustaları anons etmek. Türkiye Cumhuriyetinin en teknik pehlivanlarından Sakarya Hendek'in evlâdı namıyla mağruf Hafız Abdurrahman Kahveci ve bir diğer yiğidimiz her ne kadar yaptığı sert ve darbeli güreşleri ile rakiplerinin korkulu rüyası olsa da özünde altın gibi kalbi olan merhum Süleyman Atabek. Namı diğer Gaddar Süleyman...

Gaddar Süleyman ustayı hastalığı döneminde bir kaç kez ziyaret ettik. Koca usta kırgındı, küskündü emek verdiği çıraklarına. Vefasızlığı son demine kadar yaşayarak vefat etti koca usta. Hasta yatağı cam kenarında, gözü hep yoldaydı. Emek verdiği yiğitler gelirdi nasıl olsa... kim geldi, kim gelmedi bilemem. Gelen de olmuştur, lâkin onun gözü hep yoldaydı. O gelmedi der gibi. Velhasıl Gaddar usta göçtü gitti ebedi aleme, biraz kırgın ve biraz da kızgın.

Aynı vefasızlığı Hafız ustaya yapmayalım! Hiç olmazsa hayattayken bilelim onların değerini, kıymetini. Onlar bence, "Yaşayan İnsan Hazinesi" sınıfına girmeli. "Yaşayan İnsan Hazinesi" kispet ustası İrfan Şahin usta gibi. Ziyaret edilmeli, büyük güreş organizasyonlarında onlara protokol uygulanmalı, onur konuğu olmalılar. Onlar canlı tarih, yaşayan efsaneler. Sayıları iki elin parmaklarını geçmez muhtemelen. İsimleri verilmeli yaşadıkları bölgelerde sokaklara, parklara, hatta güreş tutulan er meydanlarına. Kendileri de görmeli onlara verilen değeri, önemi.

Pehlivanlar, koçyiğitler; Üst akıl unutuyorsa hiç olmazsa sizler unutmayın! Ustalarınızı ziyaret edin, davet ettirin. Sağlığı elveren koca ustalarınızı onur konuğu olarak er meydanlarına. Hele bir ziyaret edin de görün Hafız ustayı. Bir görün maşallah hala heybetli, hala dimdik. Az sonra Kırkpınar'da finale çıkacak bir yiğit gibi. Ziyaret ettik ustayı. Anlattık eskilerden, çok eskilerden. Gaza geldi koca usta. Kalk çırak dedi. Bir oyun gösterecek bir elense vurdu, hiç beklemiyordum şimşek çaktı gözümde. O heybetli koca parmaklarını bastırdı gırtlağıma. Bak dedi çırak ben güreş uzadıkça rakibin nabzını ölçerim tam buradan. Yemin ederim nabız aldığı parmağı beynime giden damara öyle bastırdı ki; bir an şalter kapattım adeta. Güreşin en ince ayrıntılarını anlattı koca usta. Sanki az sonra er meydanına salacak beni. İçindeki heyecan ilk gün ki gibi hiç eksilmemiş. Dün, bugün gibi anlatıyor kırk, elli yıl önceki güreşleri. Rabbim sana ve senin gibi hayatta olan tüm ustalarımıza hayırlı, bereketli uzun ömürler versin.

Vefa önemli dostlar. Unutmayın, unutturmayın! Yaşayan efsanelerimizi ziyaret edin, hiç olmazsa bayramlarda, özel günlerde hayır dualarını alın. Bugün onlar sizi bekliyor, yarın sizler beklersiniz sizlerden sonraki çırakları.

Saygılarımla...

Yalçın Kaynak / Sadece Güreş Programı Yorumcusu