Hendek Siyasetinde Egolar ve Gölge Oyunları

Yalçın Kaynak, Hendek siyasetindeki güncel tabloyu değerlendirdiği yazısında, ilçede yaşanan siyasi çekişmelerin büyük resimdeki etkilerini gözler önüne serdi. Kaynak, “Hendek siyasetinde gördüğüm manzara, ‘Filler tepişir, çimenler ezilir’ misali bir tablo” ifadelerini kullandı.

Yazıda, AK Parti’de Üç Ali çekişmesi, CHP’de Ümit–Bayraktar mücadelesi ve MHP’de Bülbül–Turgut rekabetinin sürdüğü belirtilirken, asıl merak konusu olarak Uzun Ali’nin Hendek’e olan bağlılığı öne çıktı. Kaynak, “Hizmet anlamında bugüne kadar öyle bir sevdaya hiç şahit olmadık. Acaba bu sevda, Hendek’e komuta ettiğinde mi başlayacak? Yirmi yıldır olmayan bir hizmet sevdası yirmi yıl sonra mı filizlenecek? Bilemiyorum” dedi.

Uzun Ali’nin Hendek’e takıntısının hem ilçeyi hem de Türkiye genelindeki belediyeleri kaybetmeye yol açtığını belirten Kaynak, “Bunu hâlâ idrak edemedin: Hendek de dâhil olmak üzere kaybedilen belediyeler, büyük ölçüde sana yönelik genel tepkinin sonucudur. Büyükşehirlerde sandığa gitmeyen seçmenler, aslında tepki oyuyla sandığın kaderini belirledi” değerlendirmesini yaptı.

Kaynak, belediye başkanlarını halkın seçtiğini ve göstermelik temayül yoklamaları ile süslü anketlerin gerçek nabzı yansıtmadığını vurguladı. “Halkın gözünü artık kimse kapatamaz. Halkta karşılığı olmayan adaylarla seçime girerseniz, bedelini ödersiniz” uyarısında bulundu.

Seçim sürecine ilişkin önerilerde de bulunan Kaynak, şunları söyledi: “Üç yıl boyunca cenazede, cemiyette, açılışta, belediyelerin hizmetinde görünür olun. Halk sizi orada görsün; hizmetin sizin sayenizde geldiğine inansın. Mevcut başkanların başarısını gölgeleyerek, hizmetlerin yavaşlamasına, aksamasına veya askıya alınmasına sebep olursanız, bedeli bu halk size ödetir.”

Kaynak, yazısını şu sözlerle tamamladı: “Hendek’i merak etme; Hendek her zaman olduğu gibi kendi adayını kendi belirler, kendi seçer. Senin yapman gereken, bir ilçeye takılıp kalmak değil, ülke çapında vizyon ortaya koymaktır. Çünkü artık siyaset sadece ‘nereli’ olma meselesi değil; ‘nereye baktığın’ meselesidir.”