Sakarya Haberleri
Telegram'da ve Instagram'da
BİZİ TAKİP EDİN

ENGİN ÖZKOÇ’TAN ERDOĞAN’A TEPKİ: “ENKAZ ALTINDAKİ FERYATLARIN DUYULMASINI ENGELLEDİN”

CHP Grup Başkanvekili, Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) dün saat 15 ila 23.45 arasında internet altyapısını kademeli olarak kestiğini belirterek sert tepkilerde bulundu.

SİYASET
ENGİN ÖZKOÇ’TAN ERDOĞAN’A TEPKİ: “ENKAZ ALTINDAKİ FERYATLARIN DUYULMASINI ENGELLEDİN”

CHP Grup Başkanvekili, Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) dün saat 15 ila 23.45 arasında internet altyapısını kademeli olarak kestiğini belirterek sert tepkilerde bulundu.

CHP Grup Başkanvekili, Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK)  dün saat 15 ila 23.45 arasında internet altyapısını kademeli olarak kestiğini belirterek, “Sen Recep Tayyip Erdoğan, o gün oraya gittin ya, beceriksizliğin ortaya çıkmasın diye, insanların tepkisi duyulmasın diye, enkaz altındaki bu feryatların duyulmasını engelledin. Enkaz altındaki feryatların duyulmasını engelledin. Yazıklar olsun” dedi.


Özkoç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, BTK’nın uygulamasını ilk duyduğunda, içinden “bu kadar olmaz” diye geçtiğini belirterek, enkaz altındaki vatandaşlar, bölgedeki insanlar, arama kurtarma ekipleri ve toplumsal dayanışma için sosyal medyanın taşıdığı büyük öneme vurgu yaptı.
Sosyal medyayı kullanarak enkaz altından yardım isteyen bir kadının twitter mesajını basın mensuplarıyla paylaşan Özkoç, şöyle devam etti:
“Bakın enkazın altında, burada bir kardeşimiz var. Internet üzerinden yardım istemiş kardeşimiz, ‘kurtarın beni’ demiş, ‘enkaz altındayım, şuradayım, şu noktadayım’ demiş. Peki, o kardeşimize ulaşılmış mı? Ulaşılmış.  


Sen Recep Tayyip Erdoğan, o gün oraya gittin ya, beceriksizliğin ortaya çıkmasın diye, insanların tepkisi duyulmasın diye, enkaz altındaki bu feryatların duyulmasını engelledin. Bu emri eğer sen verdiysen yazıklar olsun! Bu kadar millete kalbi soğumuş bir kişi olamaz, bu kadar vicdanını yitirmiş bir kişi gerçekten olamaz. Orada hem ulaşmak isteyen hem de birbiriyle organize olup hayat kurtarmak isteyenlerin önünü kestin.  Bu kardeşimiz gibi onlarca kişinin, ‘enkaz altındayım, duyun’ sesi, Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği emirle kesildi. İşte bizim sözümüz size. Bizim inancımız var, ölüm bizim için hak elbette günü geldiğinde. Elbette yaşanabilecek felaketler olur ama Allah diyor ki: ‘Sana akıl verdim, irade verdim, tedbirini al’. Sen tedbirini alıp da feryat eden insanların sesini yok ediyorsun. Buna rağmen millete ulaşılmayı kesiyorsun ya, sana bravo!”

“SÖZÜMÜZÜN MUHATABI ASKERİMİZİ GÖNDERMEYEN İRADE; SENSİN ERDOĞAN!” 

Engin Özkoç, bölgeden acı haberlerin gelmeye devam ettiğini, 14 bin insanımızın yaşamını yitirdiğini ifade ederek, özetle şunları söyledi:
“Böyle ağır ve ne yazık ki gittikçe ağırlaşan bir tablo karşısında ülkeyi yöneten kişinin, ‘hakimiyet tesis edildi; bugün rahatız, yarın daha rahat olacağız’ açıklamaları maalesef kanımızı donduruyor. Bunu söyleyen Recep Tayyip Erdoğan, dün rahat değildi, bugün rahat, yarın daha rahat olacak.  Deprem bölgesine gitti, orada yaşananları gördü. Etrafında kendisine yalakalık yapan birçok insan toplandı. Oradan milletine verdiği mesaj; binlerce insan enkaz altındayken, çadırlar daha henüz kurulmamışken, insanlar çorba dahi alamazken, ‘battaniyeleri ürettik, tepeden atacağız’ diye bakanları konuşurken, Erdoğan, ‘Bugün rahatız, yarın daha da rahat olacağız’ diyor.  Evet, bu bizim gerçekten kanımızı donduruyor. Zaman söz zamanı değil, ucuz siyaset zamanı değil. Hepimizin, herkesin üzerine düşen görevleri var. İnsanlarımıza yardımı bir an önce ulaştırmalıyız.


‘Mehmetçik neden milletimizin yanında zamanında olmadı’ dedik. ‘Tüm gücüyle birlikte neden enkaz kaldırma çalışmalarında ilk günden itibaren olmadı. Askeri helikopterler neden devreye girmedi, askeriyede yeme-içme ile ilgili organizasyonlar mevcutken, neden olağan bir yardım sistemi içerisine alınmadı’ diye sorduk.
Erdoğan cevaben şöyle demiş: ‘Askerimiz, polisimiz, jandarmamız şereflidir, şerefsizlerin ağzına meze yaptırmayız’. Bu ne demek? Biz askerimizin, polisimizin, jandarmamızın şerefli olduğunu biliyoruz. Bizim sözümüz, çocuklarımızı zamanında milletimizden buluşturmayan, buluşturma emrini zamanında vermeyen iktidarın başındaki kişiyedir. Senin söylediğin o çirkin sözün muhatabı da sensin Erdoğan. “

“İKTİDAR DEPREME HAZIRLIKLI DEĞİLDİ”

İktidarın depreme hazırlıklı olmadığını ifade eden Özkoç, özetle şu düşünceleri dile getirdi:
“Milletin sana verdiği yetkileri bugüne kadar kullanamadın. Depremle ilgili para topladın; afet öncesinde binlerce, milyonlarca lira depremle ilgili vergiler toplandı. Muhalefet dedi ki: Bu yardımları olabilecek deprem bölgeleri için hazır tutun dedi. Sen ne yaptın? Onları harcadın. Afet bölgesinde çadırı bile üçüncü günde kurabildin. ‘Bu bizim kaderimizde var’ diyorsun Erdoğan. 


Bizim inancımızda kader vardır ama bizim inancımızın bize emrettiği bir şey daha vardır: Tedbirinizi alın. Sana hem kul olarak, hem de millet, cumhurbaşkanı olarak tedbir alma yetkisi, sorumluluğu verdi. Sen bunların hiçbir tanesini yerine getirmediğin için, zamanında depreme hazırlıklı hale getirmediğin için, organizasyon konusunda tam bir beceriksizlikle müdahale ettiğin için, askerimizi zamanında devreye sokmadığın için… bizim kaderimizde deprem olabilme ihtimali var ama hazırlıksız yakalanmamızı sağlayan sen ve senin iktidarın oldu. Onun için, dinimizin emrettiği kadere olan inancımızı kendi beceriksizliğinin önüne set olarak koyma.”

“BÖLGEYE YARDIM GÖNDEREMEYELER, İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR’E 2 YENİ MÜFETTİŞ GÖNDERDİ”

Özkoç, böyle bir günde iktidarın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne iki yeni müfettiş göndermesini eleştirerek, şöyle konuştu:
“Ekmek dağıtmak için uğraşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne, milletimize su gönderen İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne, çocuklarımıza mama ve süt yardımı yapan İstanbul Büyükşehir Belediyemize, kurtarma ekiplerini gönderen İstanbul Büyükşehir Belediyemize, bütün gücüyle deprem bölgesinde olan İstanbul Büyükşehir Belediyemize, 2 tane daha müfettiş göndermişsin. Millete yardım gönderemiyorsun ama İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne müfettiş gönderiyorsun. 


Merak mı ediyorsun neden İstanbul Büyükşehir’e yardım yapılıyor diye? Merak mı ediyorsun Ankara Büyükşehir'e, Adana Büyükşehir'e, Mersin Büyükşehir'e, Aydın'a, Antalya'ya yardım yapılıyor diye? Çünkü senin kuruluşlarına güvenmiyorlar, belediyelere güveniyorlar da onun için Erdoğan. Çünkü millet artık sana güvenmiyor. Para gönderecek, sen şehidin parasına bile oturmuş bir kişisin, o yüzden sana güvenmiyorlar; millet belediyelere güveniyor, o yüzden yardımlarını belediyelere gönderiyorlar.”

“SARAY, 1 AYLIK OHAL YETKİSİNİ KABUL ETMEDİ”

Bugün Meclis onayına sunulacak olan OHAL Kararnamesiyle ilgili de değerlendirme yapan Özkoç, bölgenin Afet Bölgesi ilan edilmesiyle devreye giren Afet Kanunu’nun müdahale için her türlü olağanüstü yetkiyi içerdiğini, ayrıca OHAL ilanına gerek bulunmadığını ifade etti. Özkoç, özetle şunları kaydetti:
“Bugün Erdoğan yaptığı konuşmada, ‘Bu süreci istismar eden, ticarette yolsuzluklara giden fesat gruplarına OHAL ile müdahale etme imkanını devlete vermiş olacaktır.’ Bakar mısın? Ticareti istismar eden kişilere, OHAL olmadan Recep Tayyip Erdoğan müdahale edemiyor!


Marketleri, Alışveriş merkezlerini yağmalamaya çalışıyorlarmış. Bunu jandarma şimdi engelleyemiyor, bunu polis güçleri şimdi engelleyemiyor,  OHAL'e ihtiyaç var! ‘Bu yağma çalışmalarına OHAL ile müdahale etmek istiyoruz’ diyor Erdoğan. Ne diyeyim senin beceriksizliğine, ne diyeyim senin kifayetsizliğine; ne diyeyim, yani daha fazla ne diyeyim?.. OHAL olmadan da bunları yapabilirdin.


İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Millet İttifakı anlayışı içerisinde bizi aradı. ‘Madem OHAL müdahalesi de gerekiyor; bu 3 ay ucu açık, belirsiz olmasın, biz 1 ay OHAL yetkisi verelim’ dedi. Biz de ‘Peki, siz görüşmelerinizi yapın iktidarla, biz 1 ay OHAL yetkisinin verilmesiyle ilgili önergenin altına imza atarız’ dedik. 
Saray kabul etmemiş; ‘1 ay olmaz, 3 ay’ demiş. 1 ay olur, yetmiyorsa bir daha uzatırsın, ama yok olmaz demiş. Samimiyeti ve bakış açılarını anlamanız için bu çarpıcı olayı sizinle paylaşıyorum. 


Bunların derdi millet değil, enkazın altındakiler değil, milletin çığlığı değil, bunların derdi kendileri arkadaşlar, bunların derdi kendileri... Bunlar; milletin feryadını kimse duymasın diye enkaz altındaki insanın feryadını millete duyurmayan zihniyetteki insanlar. Bunlar, milletin evladı, askerini ilk günden yardım bölgesine göndermeyip, ondan sonra çok çirkin sözlerin arkasına sığınan insanlardır.  Biz onları Allah'a havale ediyoruz ama hesabını da hukuk karşısında soracağız.”

Yorum Ekle

Adınız / Rumuz

Yorumunuz
3 + 7 =