Dış Ticarette Yeni Ufuklar Buluşması SATSO’da Gerçekleşti
Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası, "7. Dış Ticarette Yeni Ufuklar Buluşması"na ev sahipliği yaptı.
GÜNCELNasıl Bir Ekonomi Gazetesi iş birliği ve Sertrans Lojistik’in katkılarıyla gerçekleşen etkinliğe SATSO Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ, Yönetim Kurulu Üyeleri, SATSO Geçmiş Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Erol Öztürk Hacıeyüpoğlu, MÜSİAD Sakarya Başkanı İsmail Filizfidanoğlu, SATSO Meclis Üyeleri, Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ve gazete temsilcileri ile SATSO üyesi firma temsilcileri iştirak ettiler.
Etkinliğin açılış konuşması için kürsüye gelen SATSO Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ; Sakarya’nın üretim ve ekonomisi hakkında güncel bilgileri paylaştığı konuşmasında şunlara değindi: “Önceden şehirler, nüfusları ve fiziki yapılarına göre ölçülüyordu. Artık bir şehrin büyüklüğü üretim gücüyle orantılı anılmaktadır. Sakarya’mız da tükettiğinden fazlasını üreten özel bir şehir. Üretim ve rekabet şehir olarak bizim genlerimizde var ve biz rekabetin bir fırsat olduğunu görerek istikametimizi buna göre belirledik. Sahip olduğumuz rekabet üstünlüğünün sürekli kılınması noktasında itici gücümüz, tüccar ve sanayicilerimizdir. Bu anlayışla Sakarya; ticaretin, sanayinin, tarımın, turizmin, beşeri sermayenin entegre bir şekilde geliştiği, her sac ayağının bir diğerine katkı sunduğu kadim bir coğrafyada yer almaktadır. İhracatta ise; Karadeniz’den dünyaya açılan bir kapı ve yolların kesiştiği bir üretim şehri olarak; Türkiye’nin diğer bölgelerinden daha fazla “katma değeri yüksek ürünü” ihraç etmek vizyonu ile ilerliyoruz.”
Başkan Altuğ Sakarya ve Türkiye’nin ihracatta son 10 yılına bakıldığında sürekli gelişen bir ivme yakaladığını vurgulayarak; “Türkiye’de ihracat özellikle son 3 yıldır ciddi bir artış eğilimi içerisinde. Covid-19 pandemisinin etkisini yitirmesi ile söz konusu dönemde biriken talep karşılık buldu ve rakamlara ciddi şekilde yansıdı. Öyle ki geçtiğimiz yıl 254 milyar dolar ile rekor seviyede ihracat gerçekleşti. İlimizde ise pandemi sonrası hızlı bir toparlanma ile iki yıldır 5 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştiriyoruz. Bu değerler bizi ülkemizin en büyük 7. İhracatçı şehri konumuna taşıyor. Son yıllarda ortalama 2 milyar doların üzerinde dış ticaret fazlası veriyoruz ve ülkemize kazandırmaya devam ediyoruz. Tarıma dayalı ihracat değerimiz 2 yıl öncesine göre yaklaşık 2 katı arttı.Süsbitkiciliği sektöründe de ilimiz artık bir marka haline geldi. Sektörün ihracat değeri 4 yıldır üst üste artışını sürdürüyor.
İhracat rakamlarımızın ve ihracat yapan firmalarımızın yıllara sari istikrarlı bir şekilde artmasına rağmen ülke içerisinde payımız uzun dönemli görünümde hafif azalan bir eğilimdedir. Bu azalan ivme ilimizin üretim anlamında argümanlarını çeşitlendirmesi ve çoğaltması gerektiği konusundaki çalışmalarımıza itici güç oluşturdu.Bu doğrultuda Sakarya’nın 10 yıllık stratejik planını, endüstri master planını hazırlayarak entegre projelerle hem yeşil OSB’lerle yeni nesil üretimin merkezi olmayı hem de eylem planlarımızla şehri konut, sosyal yaşam ve üretim potansiyeli olarak yükseltmeyi hedefledik.Elbette gelişim için sadece hali hazırda ihracat yapan firmaları tercih etmek yeterli ve vizyoner bir yaklaşım değil. O yüzden hiç ihracat yapmamış firmalarımıza danışmanlık desteği vererek projelerini ve üretimlerini ihracata hazırlıyor, girişimcilerimize ihracat odaklı yatırımlar için rehberlik ediyoruz.
Aynı zamanda ihracatçılarmızı yeşil mutabakat sürecine hazırlıyoruz. Bu kapsamda üyelerimizin ihracat potansiyelini artırmaya yönelik yeşil mutabakat çalışmaları yapıyoruz. Son 4 yıllık ihracatçı firma sayımıza baktığımızda 2018 yılından bu yana istikrarlı bir şekilde arttığını görüyoruz. 2023 yılının sonunda 1000 ihracatçı hedefimize ulaşacağımıza inanıyorum. Bu doğrultuda Sakarya’mız yeni başarı hikâyeleri yazmaya hazır.” dedi.
Başkan Altuğ’un konuşmalarının ardından NBE Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ’ınmoderatörlüğünde gerçekleştirilen etkinliğin ilk oturumuna geçildi.
Güldağ; “Biz Sakarya’yı Türkiye’nin ekonomide parlayan bir yıldızı olarak görüyoruz. Birçok sektörde giderek artan bir ivmesi var. İhracatta çok önemli bir konumda. Etkinliğimizde ihracat ve ekonomiye dair her şeyi konuşmayı istiyoruz.” dedi.
Hakan Güldağ’ınmoderatörlüğünde gerçekleştirilen etkinliğin ilk oturumunda Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu tarafından Türkiye ve dünya ekonomisine yönelik görünüm ve öngörüler hakkında bilgilendirmeler gerçekleştirildi.
Prof. Dr. Aslanoğlu; “Öncelikle yaşadığımız bu durumun bir yavaşlama mı yoksa resesyon mu olduğunu anlamamız gerekiyor. Rusya Ukrayna Savaşı sonrası dünya bir yavaşlama dönemine girdi ve bu yavaşlamanın bir resesyona dönüşme ihtimali tartışıldı. Hızlı bir enflasyon dönemi yaşayan dünyada sonrasında ise bir dezenflasyon dönemi başladı. IMF raporuna göre dünya salgın döneminde 3.2 daralmış. Bu II. Dünya Savaşı’ndan sonra görülen en büyük daralmayken sonrasında yaşanan 6,2’lik büyüme ise savaş sonrası yaşanan en yüksek büyüme oranı olarak kayıtlara geçti. Bu bize şunu gösteriyor; Covid-19’un ekonomiye etkisi savaşla aynı olmuş. Bu sene global büyüme tahmini 2.8. Yaşadığımız durumun resesyon olabilmesi için büyümenin 2.5’in altında kalması gerekiyor. Demek ki biz bir resesyon yaşamıyoruz ancak güçlü bir yavaşlamadan bahsedebiliriz. Veriler bize dünyadaki ticaret hacminin yavaşladığını gösteriyor. Ancak ihracat siparişlerinde bir artış görüyoruz. Bunu olumlu bir gelişme olarak yorumlayabiliriz. Çip krizi gibi sorunlarla yavaşlayan otomotivde kriz kısmen aşılmış görünüyor. Rakamlar bize deniz ticareti, hava kargo ve konteynır gibi sektörlerin yavaşladığını söylüyor. Enflasyonun ABD’de 5’in altına, Avrupa’da ise 7’nin altına indiğini görüyoruz. Tüm dünyada emtia fiyatları aşağı düştüğü için enflasyonun da düşmeye devam edeceğini öngörüyorum. Dünyada giderek bir personel sıkıntısı baş gösteriyor. Bu personel sıkıntısını aşmak için teknolojiye büyük yatırımlar yapılıyor. Bu da beraberinde verimliliği ve fiyatlarda ucuzlamayı getiriyor. Robotik üretimin birim maliyetleri düşürmesi ve enflasyonu bastırması bugün birçok otorite tarafından dile getiriliyor.
Bizim bir an önce kur ve enflasyon gibi problemlerden sıyrılıp uzun vadeli hazırlıklar yapmamız gerekiyor. Toparlamak gerekirse dünyada bir yavaşlama var, dezenflasyon devam ediyor. Resesyona gitmiyorsak tırnak içinde buna iyi diyebiliriz. Ancak çevremizde ve dünyada var olan jeopolitik risklerin devam etmesi stagflasyonu getiriyor. Yani üretimde düşüş, enflasyonda artış ortamı doğuyor. Böyle bir tablo oluşursa enerji ve gıda fiyatlarının arttığı bir dünyada resim değişir ki bu risk bence var. ABD ve Avrupa’da bankaların hassaslaştığını görüyoruz. Bankaların riskini en çok stagflasyon ortamları bozar. Durgun dönemlerde sorunlu kredilerin sayısı artar. Dünyada 300 trilyon dolardan fazla borç var. Her yavaşlama, bu borç nasıl ödenecek sorusunu gündeme getiriyor, piyasa tedirgin oluyor. Enflasyon artışı da faiz artırıyor. Bakır, krom ve çelik gibi emtiaların baskı altında olduğunu görüyoruz. Petrolde bir yanda Rusya’nın fazla arzı varken bir yanda da Suudi Arabistan’ın arzı kısma durumu var. Rusya’nın arz fazlasıyla fiyatlar 70 doların da altına inebilir. Hizmet sektörü bu durumdayken ve ücretler baskı altındayken, FED faiz artırmayacak ama uzun süre de indirmeyecektir. Dünya; yavaşlama mı resesyon mu sorusunun yanıtını arayacağı için emtiaların yatay yönde gideceğini düşünüyorum. Bilimsel bir senaryo olursa bir süre sonra emtiaların çıkışa geçeceğini göreceğiz. İşler iyi giderse, dolar zayıflayacaktır. Altın her halükarda yukarıyı zorlayacaktır. Borsalar da biraz yukarı doğru seyreder. Savaş ve benzeri nedenlerle kötümser senaryo olursa; enerji hariç tüm emtialar daha da aşağı gider. Gıda, yukarı yönde seyredecektir. Dolar güçlenir altın ise çok daha güçlü konuma gelir. Borsalar ise çok daha aşağı iner.” Dedi.
Etkinliğin ikinci oturumunda “Dış Ticarette Yeni Ufuklar” paneline geçildi. Otokar A.Ş. Ticari Araçlar İş ve Strateji Geliştirme Direktörü Cenk Evren Kükrer, Sertrans Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Keleş, Bambina Tekstil Firma Sahibi Nagihan Aygün, Kar Metal Genel Müdürü Fatih Kar, KANTEC Genel Müdürü Kaan Akdoğan ve BLOOCEL CEO’su Mustafa Cüneyt Çıkman iş hayatına başlama, yükselme ve ihracat başarılarını dinleyicilere aktararak tavsiyelerde bulundular.
Yorum Ekle
Adınız / RumuzYorumunuz