DEVA Partisi Adapazarı İlçe Başkanı Ahmet Özkan'ın 24 Kasım Öğretmenler Günü açıklaması
Özkan, 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle bir yazılı açıklama yaptı.
SİYASETÖzkan, 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle bir yazılı açıklama yaptı.
Kendisi de eski bir öğretmen olan Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Adapazarı İlçe Başkanı Ahmet Özkan, meslektaşlarının içler açısı durumda olduklarını söyleyerek, "Öğretmene değer vermeyen bir anlayış geleceğin yüzyılını kucaklayamaz. Her yönüyle öğretmenlerimizin sıkıntı çekmesine, değersizleştirilmesine razı gelmeyeceğiz." dedi.
Eğitimin anlamını ve öğretmenin kıymetini bilmeyen bu iktidardan kurtulduğumuz günü iple çekiyoruz diyen Özkan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi;Öğretmenlere yönelik baskı, hukuksuzluk ve sürgünlere bakılınca öğretmenlerin büyük bir kısmı için aslında 24 Kasım tarihi, bir “kutlama” değil, mücadele günü gibi.
“İktidar Öğretmenin Sorunlarını Dinlemiyor”
En azından öğretmenlerin yaşadıkları sorunları dile getirebildikleri bir gün ama iktidar öğretmenin çiçeğini de almıyor, sorunlarını da dinlemiyor. Dinlediğinde de yine kulağının üstüne yatıyor.
Bir ülkenin temeli eğitim ve ekonomidir. Birinden birisinin aksadığı durumda o ülkenin dimdik durması mümkün olmaz. Biz de ise her iki temel çürüdüğü için yerlerde sürünüyoruz.
“Siyasi Otoritenin Eğitimde Savrulan Politikaları Eğitime Zarar Veriyor”
Öğretmenini yokluk, yoksulluk ve itibarsızlık içinde süründüren ve öğretmene değer vermeyen bir anlayışbir ülkeyi ileri taşıyamaz, bu şartlarda gelecek yüzyılın kucaklanması da ülkenin ayağa kaldırılması da mümkün olamaz. Öğretmenin itibarlı mesleği, eğitimin ticarileştirilmesi ile zarar görmeye başlarken, siyasi otoritenin eğitimde savrulan politikaları ile eğitimcilerin durumu daha da zor duruma girmiştir.
“Öğretmenin Durumu Gerçekten İçler Acısı”
OECD yani Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü ülkeleri arasında en düşük maaşı bizim öğretmenlerimiz alıyor.
Şans eseri atanabilen öğretmen arkadaşlarımın tamamı yoksulluk sınırının altında yaşarken, atanamayan vekil ve ücretli öğretmenlerimiz ise açlık sınırının altında çalıştırılıyorlar.
“Atanamayan Öğretmen Sayısı 500 Bini Geçti”
Bu arkadaşlarımızın büyük bir kısmı MEB’e bağlı okullarda ücretli, özel okullarda ise asgari ücret seviyesinde köle gibi çalıştırılıyorlar.Milli Eğitim Bakanlığı da işin kolayını buldu, nasılsa üç kuruşa talim edecek binlerce öğretmen var, bunları atayıp da masraf edeceğime ücretli çalıştırayım da kar edeyim anlayışıyla hareket ediyor.80 bini aşkın öğretmen arkadaşımız ücretli olarak çalıştırılıyor. Okullarda aynı işi yapmalarına rağmen ücretli öğretmenler maaş değil sadece ders ücreti alıyorlar.Uyarıyoruz, dinlemiyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı, kadrosuz, sözleşmeli, güvencesiz çalışmaya bir an önce son vermek zorundadır.
“Öğretmen Emeği Üzerinden Tasarruf Eğitimde Zafiyet Ve Kalitesizlik Getirir”
En azından öğretmen açığını adam gibi kapatın, bu arkadaşlarımızı atayın diyoruz, nasılsa bedavadan çalıştırıyoruz ve niye fazla ücret verelim diye hasis ve cimri patron anlayışı ile öğretmen üzerinden tasarruf yaptıklarını zannediyorlar.
Oysa eğitimden ve öğretmenden tasarruf size yol, su, elektrik olarak dönmez. Bu uygulama bu topluma toplumsal hastalıklar, eğitimde zafiyet, kalitesizlik olarak döner. Ve siz bu hastalıkları yok etmek için daha çok polis daha çok güvenlik görevlisi, daha çok mahkeme ve daha çok hapishane yapmak zorunda kalırsınız, diyoruz ama anlatamıyoruz.
“Sözleşmeli Modeli Köle İstihdamından Farksız”
Bakanlık, öğretmen açığının bir kısmını da sözleşmeli öğretmen modeli ile kapatmaya çalışıyor. Bu da bir nevi köle istihdamından farksız. Çünkü Sözleşmeli öğretmen arkadaşlarımız tayin hakkı ile ilgili de ciddi sorunlar yaşıyorlar, eşlerinden, çocuklarından kilometrelerce uzakta çalışıyorlar.
“İktidar Kadir Kıymet Bilmiyor. ”
Bu iktidar maalesef öğretmenin kadrini ve kıymetini bilmiyor. Biraz tarih okusalar Başöğretmen Atatürk’ün henüz savaş bitmemişken Maarif kongresi toplamasının hikmetini ve öğretmenlere neden bu kadar değer verdiğini anlarlar.
Belki de anlamak istemiyorlar. Millilik bu değildir. Gelecek nesillere yön veren, onların ufkunu açan, çağın getirdiklerini onlara aktaracak, ülkede ailesine, milletine, dünyaya karşı sorumlu gençler yetiştirecek olan eğitimcilerimizin, sosyal ve ekonomik anlamda toplumda güçlü bir konumda olmaları gerekmektedir.
“Öğretmenlerimizin Sıkıntılarla Boğuşmasına, Değersizleştirilmesine Razı Gelmeyeceğiz”
Ulvi hedeflerle andığımız öğretmenlerimizin sıkıntılarla boğuşmasına razı gelmeyeceğiz. Öğretmenlerin değersizleştirilmesine, ekonomik yönden sıkıntı çekmesine razı gelmeyeceğiz. Öğretmenlerin rahat bir kafayla çalışmasının 85 milyonun faydasına olacağını biliyoruz. Öğretmenlik mesleğinin saygınlığını ve cazibesini hem maddi hem de manevi yönden artırmak zorundayız.Biz eğitimin önemini ve öğretmenin kıymetini biliyoruz.DEVA Partisi olarak, Öğretmen arkadaşlarımın gününü kutluyor, mesleklerinin saygınlığını ve cazibesini artıracağımızın, çalışma koşullarını ve sosyal statülerini iyileştireceğimizin sözünü şimdiden veriyoruz.
Yorum Ekle
Adınız / RumuzYorumunuz