Sakarya Haberleri
Telegram'da ve Instagram'da
BİZİ TAKİP EDİN

Başkan Altuğ; “İş dünyasının yeni vergi paketi ile ilgili tereddütleri var”

Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Haziran Ayı Olağan Meclis Toplantısı Meclis Başkanı Erdem Ercan Başkanlığında Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Meclis Üyelerinin katılımıyla Erol Öztürk Hacıeyüpoğlu Meclis Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.

GÜNCEL
Başkan Altuğ; “İş dünyasının yeni vergi paketi ile ilgili tereddütleri var”

SATSO Haziran Ayı Meclis Toplantısı Gerçekleştirildi

Toplantının açılış konuşmasını yapan Meclis Başkanı Erdem Ercan şunları dile getirdi: “Çalışmaları yaklaşık bir yıldır devam eden Adapazarı Oto Sanatkarları Tarihi” Kitabımız çıktı. Sizlere de girişte takdim ettik. İlimizin hem otomotiv sektöründeki gelişimini içeren hem de otomotiv sanatkarlarının bu meslekteki anılarından oluşan kitabımızda emeği geçenlere teşekkür ederiz.

Geçen hafta Adapazarı’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 103. yılını kutladık. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü, silah arkadaşlarını, tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi Meclisimiz adına bir kez daha minnetle anıyorum.

Yoklama ve gündem maddelerinin oylanmasının ardından 1221 no’lu Meclis oturumuna ait tutanak görüşülerek oy birliği ile kabul edildi. Mayıs ayı Kat’i Mizan ve ekleri ile Bütçe İzleme Raporu, Hesapları İnceleme Komisyon Başkan Yardımcısı Zafer Bekdemir’in sunumunun ardından oylanarak meclis üyeleri tarafından tasdik edildi.

Toplantıda Yönetim Kurulu’nun aylık faaliyetleri ile ilgili ilgili bilgi veren SATSO Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ, şunları dile getirdi;

Genel Değerlendirme

Bu yıl başından itibaren dünya genelinde enflasyon daha az gündemde olsa da Türkiye’de bu sorun hala kronikleşmiş bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Pek çok ülkede enflasyon oranları stabil hale gelmişken veya düşüş eğilimindeyken, Türkiye’de yüksek enflasyon oranları ekonominin önemli bir sorununu teşkil ediyor. Enflasyonun kontrol altına alınması amacıyla uygulanan para ve maliye politikaları, özellikle orta ve alt gelir gruplarını olumsuz etkiliyor. Bu kesim, artan fiyatlar ve yaşam maliyetleri karşısında daha fazla zorlanıyor, ekonomik yükleri giderek artıyor. Orta ve uzun vadede gelir dağılımındaki adaletsizlik, sosyal istikrar açısından riskler taşıyor.

Hizmet sektöründeki fiyatlar

Bu fiyat istikrarsızlığı ciddi noktalara ulaştı.Enflasyondaki değişken süreç özellikle hizmet sektöründe fırsatçılığa neden oluyor. Vatandaş satın alacağı ürünün ederi konusundaki fikrini kaybetti, bazı ürünler fahiş fiyatlara çıkmış durumda. Fiyatlar sürekli artarak değişiyor. Bu zamlar enflasyonu tanımlamıyor artık. Üyelerimizin her zaman olduğu gibi bu konuda hassas davranmalarını rica ediyorum.

Mevcut enflasyon oranları ile yılın ikinci yarısının daha rahat geçip geçmeyeceğini hep birlikte gözlemleyeceğiz. Merkez bankası yıl sonu enflasyon tahminini güncelleme yaparak yüzde 36’dan 8’e revize etti. Ekonomiyi olumsuz etkileyecek anlamlı bir oran olmasa da bundan daha fazla olmamasını temenni ediyorum. Alınacak önlemler ekonominin yeniden dengelenmesi ve toplumun geniş kesiminin refahının artırılması açısından belirleyici olacak. Ekonomi politikalarının başarısı; enflasyonun kontrol altına alınması ve büyümenin sürdürülebilir bir şekilde devam etmesi açısından da önemli. Bu süreçte önemli bir diğer konu da; geçen meclis toplantılarında da söz ettiğim ihracatçının rekabet gücünü destekleyecek politikaların hayata geçirilmesi. Yani kur politikasının, rekabeti zorlaştırabilecek ve ithalatı teşvik edebilecek olası risklerini göz önünde bulundurmak ve gerekli tedbirleri almak bu süreç açısından kritik bir öneme sahiptir.

Yeni vergi paketi

Temmuzda yürürlüğe girecek olan yeni vergi paketi vatandaşlar ve işletmeler için kritik bir dönemi işaret ediyor. İçeriği ile ilgili detaylar henüz belli değil ancak iş dünyamızın “sermayeye dönük ek vergi” olasılığı ile ilgili tereddütleri var. Geçmiş dönemlerde verilen avantaj ve hakların beklenmedik bir şekilde değiştirilmesini doğru bulmuyoruz. Hükümetimizin bu konuda hassasiyet göstereceğini ümit ediyorum. Üretim kollarının bu şekilde engellenmesini ekonominin istikbali ve güvenilirliği açısından zarar verici buluyorum. Vergide kayıp kaçağı önlemek ve vergilerin doğru alınmasını sağlamak adına yeni düzenlemeler elbette gerekiyor. Ancak ekonomideki olumsuz gidişatın bedelini vergilerle iş dünyasına ve vatandaşa ödetmemek gerekiyor.

Büyüme rakamları

Büyüme rakamları açıklandı. Söz konusu verilere göre Türkiye ekonomisi, yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,7 büyüme kaydetti. Gayri safi yurtiçi hasıla ise yılın birinci çeyreğinde yüzde 2,4 oranında büyüdü. Ekonomimiz son 15 çeyrektir kesintisiz bir büyüme trendi göstererek, beklentilerin üzerinde bir performans sergiliyor. Beklentilerin üzerindeki bu büyüme oranı, her şeye rağmen Türkiye’nin ekonomik gücünü ve direncini ortaya koyuyor. Özellikle, sanayi sektörünün büyümesi, imalat sanayinin genişlemesi, ihracat hacminin artması ve iç piyasadaki talebin canlı kalması gibi faktörlerden kaynaklanıyor. Sanayi sektörü, otomotiv, elektronik, kimya ve tekstil gibi alt sektörlerde de önemli üretim artışları yaşadı.Ancak daha da dikkat çekici olan, yüksek teknoloji üretimindeki yüzde 21’lik büyüme oranıdır. Bu artış, Türkiye’nin teknoloji odaklı üretimde önemli ilerleme kaydettiğini gösteriyor.Yüksek teknoloji üretimindeki bu büyüme, Türkiye’nin katma değeri yüksek ürünler üretme kapasitesini artırarak, küresel pazardaki rekabet gücü açısından umut verici.

Mültecilerin geri dönüşünün sağlanması

Ülkemizin son yıllarda demografik yapısını etkileyen mülteci sorunu konusuna da değinmek istiyorum.Ülkemizde geçici koruma statüsüyle bulunan Suriyeli sığınmacıların gönüllü, güvenli geri dönüşleri kademe kademe sağlanmalı, düzensiz göçün önüne geçilmelidir. Türkiye, insani değerler çerçevesinde sığınmacıların ihtiyaç duyduğu dönemde kucak açtı. Ancak sürecin geldiği noktada; ülkemizde çeşitli nedenlerle bulunan mültecilerin gönüllü olarak geri dönüşlerinin sağlanması ekonomi politikaları kadar önemli bir konu haline geldi.

Milli kimliğimiz, demografik yapımız ve sosyokültürel istikrarımız adına kaygılanmak en doğal hakkımız. Ülkemizin milli yapısını korumalıyız. Millileşmek diyoruz ve millileşmek burada başlıyor. Ürettiklerimiz, üretenlerimiz ve değerlerimizle bir bütün olmalı. Bu konuyu belli aralıklarla gündeme getiriyoruz. Çünkü bir an önce çözüme kavuşturulamazsa ileride çok sıkıntı yaşayacağız. Beklentimiz, demografik yapımızın, güvenliğimizin ve kültürel dokumuzun korunmasına yönelik hızlı adımların atılmasıdır.Göçmenliği ve geçici koruma altında olma statüsünü çoktan geçmiş bu mülteci konusu Türkiye’nin geleceği açısından kritik önem taşıyor.

Dış Ticaret Verileri

Ticaret bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre ilimiz mayıs ayında geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 27, bu yılın nisan ayına göre ise yüzde 25’lik artışla 1 milyar 9 milyon dolarlık ihracat performansı gerçekleştirdi. Sakarya bu oranla tarihinin aylık ihracat rekorunu kırmıştır. Ülke ihracatının 4,7’sini karşıladık ve en çok ihracat yapan 6. İl konumuna yükseldik. Aynı zamanda mayıs ayında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 27 ile yüzdesel olarak ihracatını en çok artıran il olduk! Buna ilave olarak Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre ilimizde nisan ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı 9 olarak gerçekleşti. Ayrıca yılın ilk 4 ayında 660 milyon dolarlık dış ticaret fazlası veren il olduk.

Türkiye’nin 1000 İhracatçısı İçinde 28, İSO İlk 500’de İse 38 Sakaryalı Firma

Türkiye İhracatçılar Meclisi (Tim) tarafından açıklanan ‘Türkiye'nin İlk 1000 İhracatçısı’ araştırmasında ilimizden 28 firmamız yer aldı. 28 firma içerisinde 1 firmamız ilk kez bu yıl listeye girerken, 15 firmamız da 2022 yılına göre sıralamasını yükseltme başarısı gösterdi.

Pazartesi günü ise İSO “Türkiye’nin İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” 2023 araştırması listesi açıklandı. Araştırma sonucunda listede Sakarya’dan 38 firmamız yer aldı. 10 yıl geriye gittiğimizde listeye 21 firma girebiliyordu bugün 38 oldu. Eminim ki bu artarak devam edecektir. Tüm firmalarımızı kutluyorum.

Karasu Demiryolu

Her zaman dile getirdiğim gibi biz şartlar ne olursa olsun üretmeyi seven bir iliz. Yeter ki rekabet edebilirliğimiz desteklensin. Bu anlamda bu ay özellikle gündemimizde karasu demiryolu hattının tamamlanması var. Karasu demiryolu 14 yıldır tamamlanmayı bekleyen, şehrimizi üst lige taşıyacak çok önemli bir proje. İlk çalışmalarına 2010 yılında başlanan ve 25 ayda tamamlanması öngörülen karasu demiryolu için o dönemde ciddi bir ödenek ayrılmış olmasına rağmen 14 yılda projenin ilerleyişi sadece #’te kaldı. Demiryolu güzergahının yeteri kadar incelenmeden projeye başlanılması, uygun olmayan zemin sorunları, devamında artan maliyetler gibi sorunlar projeyi bir kördüğüm haline getirdi. Ancak gelinen noktada bölgenin konumu, üretim ağları ile bağlantıları, bölgedeki lojistik dengelerin değiştiği bir ortamda demiryolunun gerekli revizyonların ardından tamamlanmasının elzem olduğunu görüyoruz. Kuzey ilçelerimizde yeni organize sanayi bölgesi yatırımlarımız hızlı şekilde devam ediyor.  Bu OSB’lerden de limana bağlanacak bir demiryolu projesi; şehrimizin lojistik ve üretim anlamında çok önemli bir konumda olmasına vesile olacaktır. Şehirlerin gelişmesinde en büyük etkenlerden biri; ekonomi odaklı ulaşım ve lojistik imkanların sunulmasıdır. Özellikle en ucuz taşımacılık olan demir yolu taşımacılığı da büyük öneme sahiptir. Ülkemizin son yıllarda otoyol, köprü, tünel, demiryolu yatırımlarını görüyoruz. Bu anlamda önemli bir projenin ödenek yetersizliği, arazi analizi hatası gibi nedenlerle durması ülke ve ilimiz ekonomisinin hızını kesecektir. Konuyu ekonomi tabanlı STK başkanlarımız ile yaptığımız toplantımızda da istişare ettik. Karasu limanımızın demiryolu ile birleştirilmesinden sonra yurdumuzun Karadeniz’e açılan en önemli kapısı olacağı konusunda hemfikiriz. Bu konuda bir kamuoyu oluşturma, resmi yazışmalar ve görüşmeler ile çözümü için girişimde bulunma kararı aldık. 7 Temmuz tarihinden itibaren Çin menşeili araçlara @’lık ilave bir vergi geliyor.Bu durum Çinli otomobil firmalarının ülkemizde bir yatırım hamlesi ihtimalini de hızlandırdı. Lojistik açıdan güçlü bir bölge olmamız tercih noktasında bizi öne çıkaracaktır. Pek çok nitelikli yatırımın bölgemize kaymasını sağlayacaktır.”

Başkan Altuğ’un konuşmasının ardından toplantının gündem maddelerine geçildi. Meslek Komitelerinin Sorunlarının Görüşülmesi maddesinde kürsüye gelen meclis üyeleri sektörlerinin sorunları ve çözüm önerilerini dile getirdiler.

22. Meslek Komitesi (Otomotiv ve Yan Sanayi) Meclis Üyesi Yiğit ATEŞ, “

Akgün başkanımız demiryolunun öneminden her platformda sürekli bahsediyor. Sakarya’mız raylı sitemler sektöründe Eskişehir ve Sivas ile ihtisaslaşmış en önemli 3 merkezden biridir. Bizler de bu sektörde üretim yapan firmalar olarak akıl birliği içinde çalışmalar gerçekleştiriyoruz ancak daha iyisi olmak için bir kümelenme de şarttır. Kümelenme derken elbette OSB’lerden ve demiryolu bağlantısı olan OSB’lerden bahsediyoruz. Taşıma ve aktarma maliyetlerinidüşürmek adına OSB’lerde demiryolu bağlantısı şarttır. Alternatif pazarlara ulaşmak için Avrupa ile rekabet içinde olmamız lazım. Avrupalı sanayici karayolu, denizyolu ve demiryolunu lüks içinde kullanıyor ancak ülkemiz sanayicisi bu lükse sahip değil. Oda Yönetimimizin ciddi OSB projelerivar. Yapılacak yeni projelerde ya da mevcut genişlemelerde demiryolu bağlantılarının hesaba alınması çok elzemdir. Bunun yanında Odamızın Lojistik OSB olarak da çok önemli bir projesi var.

İhracatı yukarıya taşımak için raylı sistemler gerekiyor. İhracatımızın B’si Avrupa ülkelerine. 2026’da sınırda karbon vergisi başlayacak. Avrupa birliği 2021-27 yılları arasında karbon salınımı azaltması için 300 milyar euro bütçe ayırdı. Karasu limanı bağlantısı çok önemli bir proje ve kesinlikle gerekiyor. Ulaştırma bakanlığımız 2026’da çıkacak sıkıntının farkında ve 2022 yılında demiryolu taşımacılığını %5’ten !’lere, yıllık yük taşımacılığını da 55 milyon tondan 448 milyon tona artırmak için önemli bir hedef programı açıklamıştı.” dedi. 

31. Meslek Komitesi (Bilişim ve Telekomünikasyon) Meclis Üyesi Necmettin KIRIK, “Bilişim sektörü gelişiyor. Bugün bir bilişim veya telekomünikasyon işletmesi açmak oldukça kolay. Bir manav, kasap, fırın, restoran veya kafe açmak için birçok istenen sertifika var ruhsat var ancak bilişim için bu söz konusu değil çok kolay sektöre giriliyor. Mesleki standartların belirlenmesi, işyeri açmak için belirli kuralların olacağı bir çalışma talep ediyoruz. Kulağımıza gelen bir bilgi de şu: teknokentlerdeki firmalara uygulanan vergi muafiyeti vb. desteklerin sona ereceği söyleniyor umarız böyle bir gelişme olmaz. 10 binlerce faaliyet gösteren firma var. Özellikle yazılım sektörü katma değeri ve verimli bir sektör. Ses yok, çevre kirliliği yok, lojistik operasyon yok çok verimli bir sektör. Yazılım sektörünü desteklemek lazım. Bilişim sektörünün bir sahibi yok. Ulaştırma bakanlığı var, sanayi teknoloji bakanlığı var, maliye bakanlığı var. Sektörün muhatabı yok. Artık bir bilişim bakanlığı kurulmak zorundadır.” dedi.

4. Meslek Komitesi (Tarım Ürünleri Üretimi ve Ticareti) Meclis Üyesi Ahmet BAYRAK, “Geçtiğimiz hafta bir hayvan ithalatı işi için Prag’daydım ve önemli bilgiler elde ettim, karşılaştırma yapma fırsatı buldum. Türkiye’de asgari ücretli vatandaş bir ayda 28 kg kıyma alabiliyor ancak Çekya’da bu vatandaş 240 kg kıyma alabiliyor. Bu durum Türkiye’nin tarım ve hayvancılıkta geldiği noktayı gösteriyor. 600 bin tane hayvan ithal edersin yetmez, Polonya’dan sadece günde 900 hayvan kesilip karkas olarak Türkiye’ye getiriliyor. Neden Avrupalı çiftçileri zengin ediyoruz? Bizim bütün çiftliklerimiz zorda. Biz üretmezsek et fiyatları hiçbir zaman oradaki gibi olmayacak. Kurban Bayramı’nda çoğu kişi kurban kesmedi ve daha uygun diye Afrika ülkelerine hisse gönderdi. Bunun yanında bakanlığın hayvan envanteri de baştan sona yanlış. Hayvanlarının küpe numaralarına göre bankadan kredi çeken çiftçinin bakanlık envanterinde hayvanı duruyor gözüküyor ancak çoktan kesime gitmiş kimsenin haberi yok. Sahte üretim ve envanter var.” dedi.

34. MESLEK KOMİTESİ (Müteahhitlik Faaliyetleri) Meclis Başkan Yardımcısı Murat EKŞİ, “Laboratuvarlar ile sıkıntımız vardı ancak yeni çıkan kanun ile kendi anlaştığımız laboratuvarlar ile çalışmanın önü açıldı. Bu sayede işlerimiz yetişiyor ve aksaklık ortadan kalktı. Sektör olarak şu anki en büyük sıkıntımız da piyasanın durumudur. İnşaat sektörü durma aşamasında. Rakamlar bir büyüme gösteriyor ama bu deprem bölgesi ile alakalı. İşçi konusunda bile fazla işçimiz var.   Beton fiyatı artıyor tepkilerden sonra geri alınıyor, petrol artıyor sonra zam geri alınıyor. Ancak bizde binlerce kalem sektör hep bu artışlardan sonra artıyor ve öyle kalıyor. Bu artışların çoğu fırsatçılık nedeniyle oluyor. Eskiden para bağlama yapardık ancak şimdi hiç para ve ürün bağlantı yapamıyoruz. İnşaatçının maliyeti hiç durmuyor fakat kendisi de hiç zam yapamıyor çünkü satışı yok, konut kredisi kullandırma ihtimalimiz neredeyse sıfır. Kredi olsa da bile bunu ödeyebilecek maaş skalası yok. En azından deprem bölgesi için kredi konusunda bir avantaj sağlanmalı. Laboratuvarlarda olduğu gibi yapı denetim firmalarıyla da aynı şekilde bir çalışma bekliyoruz. Havuz sistemi devam etsin ancak sıraya en az üç firma gelsin. Bazı firmalar havuz sisteminde sıra kendisine geldiği için uzak bir ilçeye gitmek zorunda kalınca mağdur oluyor. Yapı denetimci de mağdur müteahhit de mağdur oluyor. Havuz sistemi şehir içi değil bölgesel olarak olabilir. Ruhsat sürecinde de inanılmaz uzun bir süreç yaşanıyor. Tuhaf bir ilerleyiş var. Sektörde şu an halinden memnun olan kimse yok. Satışın olmadığı zamanlarda müteahhit zam yapamıyor ancak konu kredisi açılınca müteahhit elindeki projenin yerine yenisi yapmak adına maliyetini karşılamak için zam yapmak zorunda kalıyor ki o zaman da sektörümüz fırsatçı olarak lanse ediliyor. Biz ilimizde kentsel dönüşüme hazır,  hep ayakta zor duran 8 bin bina var diyorduk. Belediyenin raporunda 12 binin üzerinde. Kentsel dönüşümle ilgili radikal kararlar alınması lazım. İhtiyaç sahiplerinin konut alımı ile ilgili bir finansman lazım. Bu konuda bir çalışma yapılmasını talep ediyoruz.” dedi.

Toplantının Dilek ve Temenniler Gündem Maddesinde Söz Alan;

7. Meslek Komitesi (Isıtma, Soğutma ve Mekanik Tesisatçılar) Meclis Üyesi Adem BİLGEN, “Komitemizin geleneksel futbol turnuvasının açılışını pazartesi günü gerçekleştirdik. Turnuvamıza destek olan Odamıza ve sponsorlarımıza teşekkür ediyoruz. Futbolun birleştirici ve kaynaştırıcı etkisine inanıyoruz. Turnuvamız firmalarımızın birbiriyle kaynaşmasına vesile olacaktır.” dedi.

31. Meslek Komitesi (Bilişim ve Telekomünikasyon) Meclis Üyesi Behlül BAYRAK, “Ticaret AR-GE Komisyonu olarak mottomuz şehrimize ve üyelerimize katkı sunmak, SATSO’nun bize verdiği vazifeyi eksiksiz yerine getirmeye çalışmaktır. Çalışmalarımız ilimiz ticaret erbaplarından oldukça fazla takdir görüyor. Odamız zaten tüm şehirde her kesimden takdir alıyor. Birçok proje tasarlıyor ve düşünüyoruz. Yakın zamanda kafe ve restoranlara yönelik fiyatlara tepki amacıyla toplumsal bir girişim olmuştu. Biz de buna yönelik bu işletmelerin fiyatlandırmasında yüksek düşüğe doğru harflendirme fikrimiz var. Fiyatlandırmanın seviyesini belirleyeceğiz ve dükkan girişlerinde bu harf ile tüketici uygun veya yüksek olduğunu anlayacak. Bunun yanında

Şehrin bazı noktalarına da şehrimizi, kültürel zenginliklerini tanıtacak dijital veriler yansıtmak istiyoruz. İlimizin tanıtımı için yardımcı olacağını, ilimize gelen misafirlerin Sakarya hakkında bilgi sahibi olabileceği bir çalışma fikrimiz var. İlimizde önemli bir otopark fiyatlandırma sorunu var, bunu büyükşehir belediye başkanımıza da ileteceğiz. Diğer illere gittiğimizde giriş-çıkış ücretleri 10-17 TL arasında başlarken bizde 50 TL isteniyor. İnsanlar otopark sıkıntısı yüzünden merkeze gelmek istemiyor. Adapazarı ticaret müzesi açıldı. Akgün Başkanımız öncülüğünde Odamızın da önceden böyle bir girişimi olmuştu. Mutlu Başkanımızı bu vizyoner çalışma için tebrik ediyorum Odamız da bu çalışmada üzeri düşeni yapmıştır.” dedi.

4. Meslek Komitesi (Tarım Ürünleri Üretimi ve Ticareti) Meclis Üyesi Ahmet BAYRAK, “İnşaat piyasası ve genel piyasa git gide kötüleşiyor. Piyasada yazılan çeklerden ödenemeyen kredilerden bu durum ortada. 6 Şubat depreminin üzerinden 15 ay geçti ancak şehrimizde bir ilerleme yok. Bunun nedeni kriz ve finansman eksikliğidir. Başlanmazsa çok zaman kaybı olacak. Bizim kentsel dönüşümün önündeki engelleri kaldırmamız gerekiyor. Ekonomimiz hızla giderken el freni çekti birden tepetaklak oldu. Akla gelmeyecek vergiler söz konusu oldu ki yenileri de gündemde. Kâr açıklamayan şirketlerden bile vergi alınması söz konusu oluyor. 2024 yılı ilk çeyreğinde sermayelerinin u’i kadar zarar yazan firmalar var. Maalesef en çok kâr elde bankalar. Sanayici, çiftçi, gıda sektörü kâr etmiyor bankalar kadar.” dedi.

 

Yorum Ekle

Adınız / Rumuz

Yorumunuz
5 + 7 =