SAÖP 498. Hafta basın açıklaması
Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 498. hafta eyleminde İç Güvenlik Paketi ve üniversitelerde İslami kimlikli öğrenci hareketlerine yönelik şiddet kınanırken, Suudi rejimin ve müttefiklerinin Yemen’e yaptıkları askeri müdahale protesto edildi
Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 498. hafta basın açıklamasını Sakarya Dayanışma Derneği adına Ahmet Orhan okudu. Açıklama metninde öncelikle kamuoyunda İç Güvenlik Paketi olarak bilinen kanun tasarısının apar topar Meclis’ten geçirilmesine tepki gösterdi. Paketteki değişikliklerin getirdiği risklere dikkat çekilen açıklamada, kanun “Özetle toplumsal meşruiyetini tüketmiş olan iktidar, halk arasında gelişebilecek her türlü gösteri ve yürüyüşü, iktidara dönük her türlü protesto hareketini zorla, güç kullanarak bastırmak niyetinde olduğunu göstermiştir. Vatandaşı, iktidarın her türlü keyfi uygulaması karşısında itaat etmeye zorlayan, itiraz edebileceği hiç bir mekanizma bırakmayan bu siyaset tam bir zavallılık ve tükenmişlik itirafıdır. Zor kullanarak protesto hakkını bastırabileceğini düşünen iktidar, halkın haklı öfkesini arttırmaktan başka hiç bir sonuç elde edemeyecektir.” şeklinde değerlendirildi.
Açıklamada Yemen’e yönelik askeri müdahale protesto edilirken, Türkiye’nin rolü de eleştirildi. Konuyla ilgili açıklamada “Amerika’nın desteğiyle Suudi Hanedanı önderliğinde körfez ülkelerinin hava harekatıyla Yemen’e saldırarak tamamen mezhepçi Saiklerle giriştiği katliama; Türkiye de istihbarat desteği vereceğini deklare etmiş, dahası Katar’a asker gönderebilmesine ilişkin bir kararı da yine meclisten çıkarmıştır. Suriye ve Mısır’da içine düşülen mezhepçi siyasetin Yemen’de aynı hızla devam ettiğini görmek, İslam coğrafyasını bir kan gölüne çeviren siyasetlerde Amerika ve Suud ile birlikte başrole soyunmak, bu iktidara mazlum halklarının ahı olarak geri dönecektir.” ifadelerine yer verildi.
Eylemde ODTÜ’de hafta içinde İHH standına ve yine ODTÜ Mescit Topluluğu’nun düzenlediği etkinliklere karşı gerçekleştirilen saldırılar da kınandı. “İktidarı gerekçe göstererek İslami değerlere ya da masum Müslümanlara dönük saldırılara” tepki gösterilirken, konunun manipülasyona dönüşmemesi çağrısı da yaptı. Orhan, “Dernek, vakıf, cemaat veya parti adına sarf ettiğimiz söz ve amellerimizi, karşılaşılan her olumsuzlukta “Müslümanlara dönük” saldırılarmış gibi lanse etmeye çalışmak, öncelikle bir hak ihlalidir. Daha da önemlisi iktidar tarafından daha önce “Kabataş hadisesi’’nde de görüldüğü gibi provokatif amaçlarla kullanılmaya müsait bir zemini besleyecektir. Dindar camianın yapı veya örgütlerine dönük saldırıları o yapılara dönük saldırılar olduğu için de eleştirebilir ve saldırıya uğrayan bu arkadaşlarımızla dayanışma içine girebiliriz.” dedi.
Yorum Ekle
Adınız / RumuzYorumunuz